Ana içeriğe atla

The Virtues Üzerine

 

 


    This is England serisini duymuş muydunuz ? Duymadıysanız bu yazıdan sonra kesinlikle o seriye de göz atacaksınız ama bugünkü önceliğimiz Shane Meadows'un bir diğer projesi The Virtues. Yavaş tempolu ama mükemmel bir havayla derdini anlatan süper bir iş Virtues. Spoiler vermekten her daim çekindiğim için olayı kısaca anlatacağım. Stephen Graham yani Joseph bir işçi fakat hayatındaki tek sorun maalesef bu değil. Boşanmış bir baba ve oğlunun çok uzaklara taşınmasının getirdiği üzüntü sebebiyle kafası çok bozuk bir adam.

    İlk bölümün insanlara sıkıcı geldiğini ve yarıda bıraktıklarını gördüm. Bu hataya düşmeyin lütfen ve sonuna kadar izleyin. Hayatınızdaki birçok şeyi size düşündürtecek 4 saatlik hatta daha kısa bir deneyim olacak. İlerleyen bölümlerde hayatının ne kadar kötü bir şekilde geliştiğini gördüğümüz Joseph, kendi hac yolculuğuna başlayacak ve buldukları onu daha da mutsuz edecek.

    Özellikle 2.bölümün harika bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Odadaki sohbet sahnesi her manada vurucuydu. Stephen Graham'i de övmeden geçmemek lazım ki harika bir oyuncu olduğunu daha önceden de bildiğimiz biriydi fakat bu performansı takdire şayan. 

    Stephen Graham sevenler için diğer önerilerim Time, Boiling Point, This is England ve tabi ki Awaydays. Yazdıklarımdan bazılarına şans verin, haklı olduğumu göreceksiniz.
    
    


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Collapse Dizi İncelemesi

  Gain'in sıkıntı yaşamadığı bir konu varsa o da kaliteli içerikleri bünyesinde bulundurması. Daha önceki yazılarımda belirttiğim birçok dizi gibi The Collapse de harika bir iş. Çöken bir toplumda insanların davranışlarını, birbirlerine karşı yardım (ve bazen yardımsızlıklarını) öne çıkaran bir yapım The Collapse.  Her bölümünde farklı insanların hikayeleri anlatılan The Collapse'de gerginlik seviyesi ve stres varlığı yüksek. Bazı bölümlerde aksiyonun da işin içine girdiğini belirtmek lazım. Üç yönetmenin aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı dizi 8 bölümden oluşmakta. Bölümler süre olarak kısa fakat hiç kapanmayan kamera çekimi ile Victoria benzeri bir etki yaratılmış. Alman filmi Victoria hoşunuza gittiyse bu diziden de yakın bir keyif alacağınızı düşünmekteyim. 

The Best Of Enemies Film İncelemesi

  2019 yılı çıkışlı The Best Of Enemies, yönetmen Robin Bissell'in ilk uzun metrajlı filmi. İlk filminde gerçek bir hikayeyi film yapan Bissell, 1971 yılı Kuzey Kaliforniya'sına bakış atıyor. C.P Ellis ve Ann Atwater isimli iki kişinin çekişmelerini konu alan film ırkçılık, ayrımcılık gibi meselelere değiniyor.  C.P Ellis dönemin KKK gruplarından birinin baş adamı ve Ann Atwater ise siyahilerin sözcüsü konumunda. Siyahi öğrencilerin okulunda çıkan yangın sebepli öğrencilerin nerede okumaya devam edeceği konusu ortaya çıkıyor ve bu meselenin çözümü için Bill Riddick isimli bir uzmanın düzenleyeceği çalıştayda konuların konuşulması sürecinde film ilerliyor. Sam Rockwell ve Taraji Henson'dan son derece iyi performanslar izleten film, iyi bir sona sahip.  Irkçılığı, birbirinden uzaklaşmayı, ayrımcılığı iyi anlatıyor film. İnsanlığın deri renginden gelmediği ve birbirinden sırf bu sebeple nefret etmenin manasızlığı bir kez daha film sayesinde yüzümüze vuruluyor. Film içinde Bill

El Comediante Film İncelemesi

  Netflixin geçtiğimiz aylarda çıkardığı El Comediante filmi (İngilizce ismiyle This Is Not A Comedy) gerçekten de hiç komik değil. Gabriel Nuncio'nun başrolde olduğu Meksika yapımı film Netflix özel yapımı. Nuncio'nun hem yönetmen hem senarist hem de başrol olduğu film bir komedyenin hayatını gözler önüne sunuyor. En yakın arkadaşının hamile kalmak amacıyla spermini istemesiyle Gabriel'in hayatı değişiyor. Sürekli gelgitler yaşayan Gabriel, hem komik olmayan hem de draması bulunmayan bir yapının ortasında kalıyor.  Nuncio bir şeyler denemek istemiş fakat ne komediyi ne de dramayı aktarmayı başaramamış maalesef. İzlemeye başladığımda bir stand up komedyeninin sahne dışındaki yaşamına odaklanıp malzemelerini nasıl bulduğunu anlayacağımız bir yolculuğa çıkacağımızı düşünmüştüm fakat sadece (yanlış hatırlamıyorsam) 2 stand up sahnesi görüp filmi bitirdik. Komedi desek maalesef değil ki hatta stand up yaparken anlattıkları bile baya yetersiz. Drama desek olaylar biraz kötü yerl