Ana içeriğe atla

Only Murders In The Building Dizi İncelemesi



Only Murders In The Building bünyesinde Steve Martin, Martin Short ve Selena Gomez’i barındıran bir komedi/gizem dizisi. Gizem kısmı elbette var fakat klasik bir cinayet-polis ikiliği gibi gitmiyor dizi. Konu aslında aynı binada oturan üç komşunun bir gün asansörde karşılaşmaları ve asansöre sonradan binen dördüncü kişinin ölmesi üzerine. Bu üçlümüz konuyu kendi çaplarında sanki bir kutu oyunu macerası gibi yaşıyor belge, bilgi toplamaya çalışıyorlar. Tabi bu süreç ilerlerken üçünün de nadir ortak noktalarından biri olan bir podcast yayınının bir benzerini bu araştırdıkları cinayet üzerine kurguluyorlar. Dizi bazı bölümlerde inanılmaz komik fakat bu komiklik her bölüme yansımıyor maalesef. Şahsen 10 bölümlük dizinin orta bölümlerinde biraz sıkıldım. Bu sıkkınlık 1 2 bölüm sürüyor fakat genel olarak eğlenceli geçen bir dizi. Steve Martin ve Martin Short ikilisi gerçekten dönemlerinin usta oyuncuları ve iyi oynuyorlar fakat Selena Gomez de onlardan aşağı kalır bir performans sergilemiyor. Müzisyenlerin sinema dizi sektörüne girip başardığı iyi işleri görmek beni ayrıca mutlu ediyor. A Star Is Born’da Lady Gaga, Only Murders In The Building’de Gomez ve daha küçük yaşlarda oynamış olsa da Grinch filminde Taylor Momsen gibi isimler iki açıdan da gayet profesyonel işler çıkarıyorlar. Selena Gomez’in dizideki giyimi bu arada bence inanılmaz şık. Diziyi izlemeseniz bile yaptığı kombinlere bir bakın derim. Bence beğeneceksiniz. Diziye dönecek olursak 2021 yılı içerisinde çıkmış iyi dizilerden biri olduğunu söyleyebilirim. İzleyip beğenmiş olanlar varsa onlara da iyi haber dizinin ikinci sezonu gelecek.

İkinci sezondan beklentilerim ve olacaklardan bahsetmeden önce dizinin yanlış hatırlamıyorsam yedinci bölümünde Türkiye ve soykırım meseleleriyle ilgili bazı konuşmalar geçiyor. Bunlarla ilgili birçok eleştiri okuyabilirsiniz. Şahsen bu konuyla ilgili kişisel bir yorum yapmayacağım fakat diziyi sırf bu meseleler konuşuluyor diye izlemezlik etmeyin derim.

İkinci sezonun yeni oyuncularından biri Cara Delevingne olacak bu arada. Cara diziye hangi rolde katılıyor görevi ne olacak bilemiyoruz fakat iyi bir oyuncu takviyesi olduğunu söylemek gerek. Birinci sezonun bitişinden zaten yeni bir sezonun geleceği anlaşılıyor umarım ikinci sezon en az birinci sezon kadar iyi olur diyelim.


ARTILAR;

+ Komedisi bazen inanılmaz iyi oluyor

+ Merak uyandırıcı olduğunu kabul ederek ekliyorum ki ikinci sezon daha bir heyecanlı olacak

+ Selana Gomez aşırı şık giyiniyor

+ Podcast dünyasına güzel göndermeler var

+ Yan karakterler en az başroller kadar iyi

EKSİLER;

– Podcast süreci bazen sıkıcı olabiliyor

– Dizinin orta kısımlarında birkaç bölüm genel seviyenin altında

Bu dizilik benden bu kadar diyorum. Unutmadan IMDB Puanı; 8.1

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Collapse Dizi İncelemesi

  Gain'in sıkıntı yaşamadığı bir konu varsa o da kaliteli içerikleri bünyesinde bulundurması. Daha önceki yazılarımda belirttiğim birçok dizi gibi The Collapse de harika bir iş. Çöken bir toplumda insanların davranışlarını, birbirlerine karşı yardım (ve bazen yardımsızlıklarını) öne çıkaran bir yapım The Collapse.  Her bölümünde farklı insanların hikayeleri anlatılan The Collapse'de gerginlik seviyesi ve stres varlığı yüksek. Bazı bölümlerde aksiyonun da işin içine girdiğini belirtmek lazım. Üç yönetmenin aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı dizi 8 bölümden oluşmakta. Bölümler süre olarak kısa fakat hiç kapanmayan kamera çekimi ile Victoria benzeri bir etki yaratılmış. Alman filmi Victoria hoşunuza gittiyse bu diziden de yakın bir keyif alacağınızı düşünmekteyim. 

The Best Of Enemies Film İncelemesi

  2019 yılı çıkışlı The Best Of Enemies, yönetmen Robin Bissell'in ilk uzun metrajlı filmi. İlk filminde gerçek bir hikayeyi film yapan Bissell, 1971 yılı Kuzey Kaliforniya'sına bakış atıyor. C.P Ellis ve Ann Atwater isimli iki kişinin çekişmelerini konu alan film ırkçılık, ayrımcılık gibi meselelere değiniyor.  C.P Ellis dönemin KKK gruplarından birinin baş adamı ve Ann Atwater ise siyahilerin sözcüsü konumunda. Siyahi öğrencilerin okulunda çıkan yangın sebepli öğrencilerin nerede okumaya devam edeceği konusu ortaya çıkıyor ve bu meselenin çözümü için Bill Riddick isimli bir uzmanın düzenleyeceği çalıştayda konuların konuşulması sürecinde film ilerliyor. Sam Rockwell ve Taraji Henson'dan son derece iyi performanslar izleten film, iyi bir sona sahip.  Irkçılığı, birbirinden uzaklaşmayı, ayrımcılığı iyi anlatıyor film. İnsanlığın deri renginden gelmediği ve birbirinden sırf bu sebeple nefret etmenin manasızlığı bir kez daha film sayesinde yüzümüze vuruluyor. Film içinde Bill

El Comediante Film İncelemesi

  Netflixin geçtiğimiz aylarda çıkardığı El Comediante filmi (İngilizce ismiyle This Is Not A Comedy) gerçekten de hiç komik değil. Gabriel Nuncio'nun başrolde olduğu Meksika yapımı film Netflix özel yapımı. Nuncio'nun hem yönetmen hem senarist hem de başrol olduğu film bir komedyenin hayatını gözler önüne sunuyor. En yakın arkadaşının hamile kalmak amacıyla spermini istemesiyle Gabriel'in hayatı değişiyor. Sürekli gelgitler yaşayan Gabriel, hem komik olmayan hem de draması bulunmayan bir yapının ortasında kalıyor.  Nuncio bir şeyler denemek istemiş fakat ne komediyi ne de dramayı aktarmayı başaramamış maalesef. İzlemeye başladığımda bir stand up komedyeninin sahne dışındaki yaşamına odaklanıp malzemelerini nasıl bulduğunu anlayacağımız bir yolculuğa çıkacağımızı düşünmüştüm fakat sadece (yanlış hatırlamıyorsam) 2 stand up sahnesi görüp filmi bitirdik. Komedi desek maalesef değil ki hatta stand up yaparken anlattıkları bile baya yetersiz. Drama desek olaylar biraz kötü yerl