Ana içeriğe atla

Börü 2039 İnceleme

 



Börü ve Alper Çağlar 2018 yılından sonra tekrar bir arada. Bu sefer Börü 2039 adıyla ve gelecekte geçer şekilde karşımızda. İlk bölüm yayınlanırken yayın saati birkaç kez değişmiş hatta yayınlanmış halinde de büyük eksikler ve hatalar vardı. Öyle böyle derken bir şekilde yayına sunulan Börü 2039 bana kalırsa biraz zayıf ve bu problemlerden birer birer bahsedeceğim. 

Öncelikle Alper Çağlar'ın elinin değdiği birçok işi seyrettiğimi belirtmem lazım. Kısa filmi Bukalemun ve Büşra hariç her işini izledim. Alper Çağlar benim sevdiğim bir tarza sahip aksiyon, gerilim, verilmesi gereken mesajları her daim kaliteli bulmuşumdur. Özellikle Dağ serisi bunun çok iyi bir göstergesi idi. Fakat sorun şu ki bu gelecekte geçen Börü 2039 isimli dizimiz ne mesajları bize hissettirebiliyor ne de gerginliği alabiliyoruz. Kendi içinde bir dünya yarattığını kabul etmek lazım. Para birimi değişmiş bir ülke, robotlar, üst akıl teknolojiler.. Bir bilim kurgu için her şey yerli yerinde fakat dizinin sorunu oyunculukların da kötü olması sebepli akışın kötü olması. Tanınmış birkaç oyuncu, tanınmayan birkaç oyuncu derken koca bir kadro var karşımızda fakat tanınan tanınmayan herkes amatör gibi gözüküyor ekran karşısında. Özellikle ilk bölümde her cümlesine küfürle başlayıp cümleyi küfürle bitiren Çaka, her cümlesinde anlam aramamızı bekleyen Kemal Boratav ve daha niceleri. Benim önerim bu dizi yerine Börü'nün orijinal haliyle yeni bir şeyler olurdu belki fakat Alper Çağlar bunu yapmak isteyip bunu yaptı bize de buna karışmak düşmez elbette.    

Dizinin iyi tarafları da var elbette. Bunlardan biri böyle bir projeyi en azından deneyecek cesarete sahip olmak. Gelecekte geçecek bir dizi düşüncesi sadece dönemin güçlü devletlerinin yapacağı bir iş olmamalı. Teknolojiye sahip devletlerden yıllardır gördüğümüz bilim kurgular biraz da bizim topraklara uğramış oldu. Alper Çağlar'ı bu konu nezdinde tebrik ediyorum. 

Bazı kısımlar saçma, bazı kısımlar gereksiz olsa da özünde iyi bir denemenin ürünü Börü 2039. Alper Çağlar ve ekibine yeni projelerinde şans diliyorum.   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Collapse Dizi İncelemesi

  Gain'in sıkıntı yaşamadığı bir konu varsa o da kaliteli içerikleri bünyesinde bulundurması. Daha önceki yazılarımda belirttiğim birçok dizi gibi The Collapse de harika bir iş. Çöken bir toplumda insanların davranışlarını, birbirlerine karşı yardım (ve bazen yardımsızlıklarını) öne çıkaran bir yapım The Collapse.  Her bölümünde farklı insanların hikayeleri anlatılan The Collapse'de gerginlik seviyesi ve stres varlığı yüksek. Bazı bölümlerde aksiyonun da işin içine girdiğini belirtmek lazım. Üç yönetmenin aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı dizi 8 bölümden oluşmakta. Bölümler süre olarak kısa fakat hiç kapanmayan kamera çekimi ile Victoria benzeri bir etki yaratılmış. Alman filmi Victoria hoşunuza gittiyse bu diziden de yakın bir keyif alacağınızı düşünmekteyim. 

The Best Of Enemies Film İncelemesi

  2019 yılı çıkışlı The Best Of Enemies, yönetmen Robin Bissell'in ilk uzun metrajlı filmi. İlk filminde gerçek bir hikayeyi film yapan Bissell, 1971 yılı Kuzey Kaliforniya'sına bakış atıyor. C.P Ellis ve Ann Atwater isimli iki kişinin çekişmelerini konu alan film ırkçılık, ayrımcılık gibi meselelere değiniyor.  C.P Ellis dönemin KKK gruplarından birinin baş adamı ve Ann Atwater ise siyahilerin sözcüsü konumunda. Siyahi öğrencilerin okulunda çıkan yangın sebepli öğrencilerin nerede okumaya devam edeceği konusu ortaya çıkıyor ve bu meselenin çözümü için Bill Riddick isimli bir uzmanın düzenleyeceği çalıştayda konuların konuşulması sürecinde film ilerliyor. Sam Rockwell ve Taraji Henson'dan son derece iyi performanslar izleten film, iyi bir sona sahip.  Irkçılığı, birbirinden uzaklaşmayı, ayrımcılığı iyi anlatıyor film. İnsanlığın deri renginden gelmediği ve birbirinden sırf bu sebeple nefret etmenin manasızlığı bir kez daha film sayesinde yüzümüze vuruluyor. Film içinde Bill

El Comediante Film İncelemesi

  Netflixin geçtiğimiz aylarda çıkardığı El Comediante filmi (İngilizce ismiyle This Is Not A Comedy) gerçekten de hiç komik değil. Gabriel Nuncio'nun başrolde olduğu Meksika yapımı film Netflix özel yapımı. Nuncio'nun hem yönetmen hem senarist hem de başrol olduğu film bir komedyenin hayatını gözler önüne sunuyor. En yakın arkadaşının hamile kalmak amacıyla spermini istemesiyle Gabriel'in hayatı değişiyor. Sürekli gelgitler yaşayan Gabriel, hem komik olmayan hem de draması bulunmayan bir yapının ortasında kalıyor.  Nuncio bir şeyler denemek istemiş fakat ne komediyi ne de dramayı aktarmayı başaramamış maalesef. İzlemeye başladığımda bir stand up komedyeninin sahne dışındaki yaşamına odaklanıp malzemelerini nasıl bulduğunu anlayacağımız bir yolculuğa çıkacağımızı düşünmüştüm fakat sadece (yanlış hatırlamıyorsam) 2 stand up sahnesi görüp filmi bitirdik. Komedi desek maalesef değil ki hatta stand up yaparken anlattıkları bile baya yetersiz. Drama desek olaylar biraz kötü yerl