Ana içeriğe atla

Another Round Film İncelemesi

 


 Kierkegaard film boyunca da bolca denk geldiğimiz, filmin gidişatına ve anlatılarına uygun sözler söylemiş birisi. Korku, kaygı, bunaltı gibi kavramlar onun öncülüğünde felsefe kavramı statüsü kazanmıştır. Filmin olayı tam da bu kavramlar aslında. Orta yaşın getirdiği bunalım, yalnız kalma korkusu ve arada kalmışlığın kaygısı. 

Konuyu biraz açıklayacak olursak ana karakterimiz Martin bir lisede tarih öğretmenidir. Zamanında daha iyi bir kariyerden vazgeçmiş ve lisede ergenler ile tıkılı kalmıştır. Liselilerin not kaygısı, üniversite düşünceleri ile dersleri kötü geçmektedir. Okuldan öğretmen arkadaşlarından Nikolaj'ın doğum gününde 4 öğretmen arkadaş gün içinde düşük miktarda alkol kullanarak günlerini daha verimli hale getirmiştir. Bu alkol kullanımı dozaj yükseltilerek devam etmekte ve en sonunda artık tabiri caizse bokunun çıktığı noktaya gelinmiştir. Eşiyle arasının pek iyi olmaması, gitgide ilerleyen alkol bağımlılığı gibi meseleler Martin'in hayatını değiştirmeye başlamıştır. 

Filmin belirli bir kısmından sonra artık bu alkol alma meselesi gerçekten bir probleme dönüşecektir. Kötü sonuçlara sebep olmasıyla yeni bir eşik atlanmış olur. Biraz yönetmenden bahsetmek gerekirse Thomas Vinterberg, Lars Von Trier ile Dogma 95 akımının kurucuları kabul edilir. Bu akıma göre sahte setler, sahte aksiyon sahneleri filmlerde yer almamalıdır. The Hunt'ın da yönetmeni olan Vinterberg, bu film ile orta yaş bunalımını kafamıza iyi bir şekilde sokuyor. 93. Oscar ödüllerinde en iyi uluslararası film ödülünü kazandığını bahsetmeden geçmek olmaz tabi. 

Git gelin bolca yaşandığı, temponun yükselip alçaldığı, bolca alkol kullanıldığı ve sonunda canı sıkılan insanların değişim istediği bir film Another Round. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Collapse Dizi İncelemesi

  Gain'in sıkıntı yaşamadığı bir konu varsa o da kaliteli içerikleri bünyesinde bulundurması. Daha önceki yazılarımda belirttiğim birçok dizi gibi The Collapse de harika bir iş. Çöken bir toplumda insanların davranışlarını, birbirlerine karşı yardım (ve bazen yardımsızlıklarını) öne çıkaran bir yapım The Collapse.  Her bölümünde farklı insanların hikayeleri anlatılan The Collapse'de gerginlik seviyesi ve stres varlığı yüksek. Bazı bölümlerde aksiyonun da işin içine girdiğini belirtmek lazım. Üç yönetmenin aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı dizi 8 bölümden oluşmakta. Bölümler süre olarak kısa fakat hiç kapanmayan kamera çekimi ile Victoria benzeri bir etki yaratılmış. Alman filmi Victoria hoşunuza gittiyse bu diziden de yakın bir keyif alacağınızı düşünmekteyim. 

The Best Of Enemies Film İncelemesi

  2019 yılı çıkışlı The Best Of Enemies, yönetmen Robin Bissell'in ilk uzun metrajlı filmi. İlk filminde gerçek bir hikayeyi film yapan Bissell, 1971 yılı Kuzey Kaliforniya'sına bakış atıyor. C.P Ellis ve Ann Atwater isimli iki kişinin çekişmelerini konu alan film ırkçılık, ayrımcılık gibi meselelere değiniyor.  C.P Ellis dönemin KKK gruplarından birinin baş adamı ve Ann Atwater ise siyahilerin sözcüsü konumunda. Siyahi öğrencilerin okulunda çıkan yangın sebepli öğrencilerin nerede okumaya devam edeceği konusu ortaya çıkıyor ve bu meselenin çözümü için Bill Riddick isimli bir uzmanın düzenleyeceği çalıştayda konuların konuşulması sürecinde film ilerliyor. Sam Rockwell ve Taraji Henson'dan son derece iyi performanslar izleten film, iyi bir sona sahip.  Irkçılığı, birbirinden uzaklaşmayı, ayrımcılığı iyi anlatıyor film. İnsanlığın deri renginden gelmediği ve birbirinden sırf bu sebeple nefret etmenin manasızlığı bir kez daha film sayesinde yüzümüze vuruluyor. Film içinde Bill

El Comediante Film İncelemesi

  Netflixin geçtiğimiz aylarda çıkardığı El Comediante filmi (İngilizce ismiyle This Is Not A Comedy) gerçekten de hiç komik değil. Gabriel Nuncio'nun başrolde olduğu Meksika yapımı film Netflix özel yapımı. Nuncio'nun hem yönetmen hem senarist hem de başrol olduğu film bir komedyenin hayatını gözler önüne sunuyor. En yakın arkadaşının hamile kalmak amacıyla spermini istemesiyle Gabriel'in hayatı değişiyor. Sürekli gelgitler yaşayan Gabriel, hem komik olmayan hem de draması bulunmayan bir yapının ortasında kalıyor.  Nuncio bir şeyler denemek istemiş fakat ne komediyi ne de dramayı aktarmayı başaramamış maalesef. İzlemeye başladığımda bir stand up komedyeninin sahne dışındaki yaşamına odaklanıp malzemelerini nasıl bulduğunu anlayacağımız bir yolculuğa çıkacağımızı düşünmüştüm fakat sadece (yanlış hatırlamıyorsam) 2 stand up sahnesi görüp filmi bitirdik. Komedi desek maalesef değil ki hatta stand up yaparken anlattıkları bile baya yetersiz. Drama desek olaylar biraz kötü yerl